Son zamanlarda Türk Lirası’ndaki hızlı değer kaybı ve ekonomik belirsizlikler, Türkiye’deki ekonomik durumu tehdit etmeye devam ediyor. Duvar’dan Ekonomist Levent Gürses’in belirttiği gibi, Merkez Bankası’nın kur artışını kontrol altına almakta zorlandığı bir dönemdeyiz. Faiz artışı yerine bankaların çeşitli yöntemlerle lirayı kontrol etmeye çalışması, döviz talebinde artışa neden oluyor. Özellikle döviz alım-satım arasındaki fark ve bankalararası piyasa ile serbest piyasa arasındaki fiyat farklarının açılması endişe verici bir durum olarak öne çıkıyor.
Dolar ve Euro gibi yabancı para birimleri, son bir ay içinde Türk Lirası karşısında değer kazanmaya devam ediyor. Dolar son bir ayda lira karşısında yüzde 3.7, son 3 ayda ise yüzde 9.9 değer kazandı. Euro ise daha hızlı bir şekilde değer kazanarak son bir ayda lira karşısında yüzde 5.4, son 3 ayda ise yüzde 11.5 değer kazandı.
GELİR ADALETSİZLİĞİ ARTIYOR
Türkiye’de gelir adaletsizliği de endişe verici boyutlara ulaşıyor. TÜİK’in yayımladığı 2023 Gelir Dağılımı İstatistikleri, en zengin yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı payın arttığını gösteriyor. En zengin yüzde 20, en yoksul yüzde 20’nin aldığı payın ise azaldığına dikkat çekiliyor. Gelir adaletsizliğini ölçen Gini katsayısı da son 10 yıldaki en yüksek seviyeye ulaşıyor.
ZENGİN-YOKSUL UÇURUMU GENİŞLİYOR
Gelir adaletsizliğiyle birlikte, zengin-yoksul uçurumu da gittikçe genişliyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, hem ekonomik hem de toplumsal dengeleri tehdit ediyor. En zengin kesimin toplam gelirden aldığı payın artması, orta gelir grubunun ise gelir kaybı yaşamasına neden oluyor. Bu durum, toplumsal yapıda ciddi tahribatlara yol açıyor.
VERGİ POLİTİKASI VE GELİR ADALETSİZLİĞİ
Küresel ölçekte, gelir adaletsizliğiyle mücadelede vergi politikalarının rolü büyük önem taşıyor. Önde gelen ekonomistler ve uluslararası kuruluşlar, zenginlerden ve büyük şirketlerden daha fazla vergi alınması gerektiğini vurguluyor. Özellikle yüksek servet sahipleri ve büyük şirketlerin vergilendirilmesi, gelir adaletsizliğinin azaltılmasına ve toplumun daha dengeli bir yapıya kavuşmasına katkı sağlayabilir.
TÜRKİYE’NİN FATF GRİ LİSTESİ İLE MÜCADELESİ
Öte yandan Türkiye’nin Finansal Eylem Görev Gücü (FATF) Gri Listesi’nden çıkması için yoğun bir çaba içinde olduğu biliniyor. FATF, Türkiye’nin AML/CFT/CPF çerçevesindeki temel eksikliklerini ortaya koyduktan sonra Türkiye’nin üzerine düşen eylem planını tamamlamasını bekliyor. Türkiye, bu kapsamda ciddi adımlar atmış ve eylem planını tamamlamış durumda. FATF’nin saha ziyareti sonrasında alınacak karar, Türkiye’nin ekonomik ve finansal entegrasyonu açısından büyük önem taşıyor.
SONUÇ
Türkiye’de ekonomik istikrarın sağlanması ve gelir adaletsizliğinin azaltılması için kapsamlı reformlara ihtiyaç olduğu açıktır. Vergi politikalarının gözden geçirilmesi ve gelirin daha adil bir şekilde dağıtılması, toplumsal dengelerin korunması açısından hayati önem taşımaktadır. Ayrıca, FATF Gri Listesi’nden çıkılmasıyla birlikte Türkiye’nin uluslararası finansal sisteme olan güveni artacak ve ekonomik büyüme için yeni fırsatlar doğacaktır.